UZAYAN PANDEMİ İLE ARTAN ÇOCUKLUK ÇAĞI OBEZİTESİ ve BESLENME ÖNERİLERİ
Pandeminin uzaması ile birlikte kısıtlama, karantina ve izolasyon önlemlerinin arttırılması, okulların kapatılarak uzaktan eğitim sürecine geçilmesi, çocuk ve adölasanların fiziksel aktivite düzeylerini düşürerek, spor aktivitelerini azaltmış, ekrana maruz kalma sürelerini arttırmıştır. Evde kalma süresince artan televizyon izleme ve bilgisayar oyun süreleri; aşırı hareketsizliğe ve uyku düzensizliğine sebep olarak; cips, çikolata, bisküvi, asitli/gazlı içeçekler gibi yüksek kalorili paketli gıdalar ile fast food besin tüketimini arttırmıştır. Ayrıca çocuklar üzerinde psikolojik olarak gece yeme ataklarını ve duygusal yeme alışkanlıklarını tetiklemiştir. Son dönemde neredeyse her dört çocuktan birinin ya fazla kilolu ya da obez olduğu görüyoruz ve kliniğe gelen çocuk danışanların çoğu, ağırlık artışlarına sebep olarak pandemi dönemini göstermekteler.
Çocukluk çağı obezitesi erken yaşlarda olduğu gibi ileri ki yetişkinlik döneminde de önemli sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Pek çok metabolik, kronik hastalığa yol açabilmekte ve obez çocuklarda ortaya çıkan psikolojik sorunlar bu çocukların ileri yaşlarda bile özgüven eksikliği ve çevreye uyum sorunları yaşamalarına sebep olmaktadır. Ciddi sağlık problemlerine neden olan ve görülme sıklığı gittikçe artan çocukluk çağı obezitesi için acil koruyucu önlemlerin alınması ve ailenin bilinçlendirilerek tedavisinin en erken dönemde yapılması gerekmektedir.
Koruma ve tedavinin en temelinde aile yer almaktadır.
Çocukluk Çağı Obezitesini Erken Dönemde Önleme:
Anne sütü alan bebeklerde, çocukluk döneminde obezite görülme olasılığı düşüktür en temelde anneler en az 6 ay emzirme konusunda teşvik edilmeli, 6 aydan sonra ek gıdalar ile birlikte anne sütüne devam edilmelidir.
Çocukların her yıl boy ve ağırlığı ölçülerek, ideal persentillere bakılmalı, beslenme ve fiziksel aktivite durumları değerlendirilmelidir. Aileler; çocuğun günlük besin ihtiyacının belirlenmesi, çocuğa özgü sağlıklı beslenme planının yapılması açısından bir beslenme uzmanından danışmanlık almalıdır ve aile bu aşamada beslenme alışkanlıklarını çocuğun beslenmesine göre değiştirmelidir. Ayrıca ara öğün zamanlarının belirlenmesi çocuğun kararına bırakılmayarak ebeveyn tarafından karar verilmeli, öğünlerde çocukları cezbeden sağlıksız besinler yerine sağlıklı besin alternatifleri yine ebeveynler tarafından sunulmalıdır.
Hazır yemek, fast food ve yemek aralarında kalori bakımından zengin ‘abur cubur’ yiyeceklerin atıştırılması önlenmeli, kızarmış ve yağ içeriği yüksek yiyecekler yerine taze meyve, sebze gibi posalı yiyecekler ile badem, ceviz, fındık gibi kuruyemişlerin tüketimi desteklenmelidir. Hazır meyve suları yerine taze sıkılmış meyve suları, Asitli ve şekerli içecekler yerine süt, ayran, taze sıkılmış meyve suyu gibi sağlıklı içecekler tercih edilmelidir. Çocukların yemek yeme biçiminin düzeltilmesinde hızlı yemek yeme alışkanlığının değiştirilmesi ve gece yatmadan önce yüksek kalorili yiyeceklerin alınmaması da önemlidir. Yemek ne kadar hızlı yenirse, yemeğin bitmesinden önce gelişen doygunluk hissi de o kadar az olur. Bu nedenle yavaş ve iyi çiğnemek gereklidir.
Önleme Adına Yapılacak Anahtar Yaklaşımlar;
- Günlük 8-11 saat kaliteli bir uyku,
- Her besin grubundan yeteri kadar tüketme,
- Sağlıklı ve planlı beslenme öğünleri,
- Ekran başında oturma süresinin belli bir saatle kısıtlanması,
- Günlük minimum 60 dakika fiziksel aktivite,
- Sağlığa zararlı besin tüketiminden kaçınılması şeklinde sıralanabilir.
Çocukluk Çağı Obezitesi Tedavi:
Tedavinin ilk aşamasında; çocukta hızlı kilo artışı ve obeziteye sebep olan nedeni belirlemek önemlidir. Bu aşamada çocuğun beslenme öyküsü alınır. Bazı çocuklar fazla miktarda yememelerine rağmen tükettikleri besinlerin yüksek düzeyde karbonhidrat ve yağ içermesi nedeni ile kilo alabilir. Ya da hareketsizlik ve düşük enerji tüketimi çocuklarda yine kilo alımı için risk faktörü olabilir. Yine bu aşamada bazı laboratuvar incelemeleri yapılarak, obezitenin hormonal veya metabolik bozukluğa bağlı olup olmadığı veya obezite sonucu herhangi bir hormonal bozukluk gelişip gelişmediği değerlendirilir. Eğer herhangi hormonal veya metabolik bozukluk yoksa; enerjinin düzenlenmesi, fiziksel aktivitenin arttırılması, psikolojik destek, motivasyon, dengeli beslenme planı, sık izlem ile kilo kontrolünün sağlanması ve en azından kilo artışının engellenmesi için önlemler alınır.
Tedavideki temel amacımız kilo vermekten ziyade çocuğa beslenme ve egzersiz alışkanlığı kazandırmak ve hayat boyu ağırlık kontrolünü sağlamaktır. 2 ile 5 yaş arası çocuklarda ayda yaklaşık 500 gram, 6 ile 18 yaş arası çocuklarda ise haftada yaklaşık 1000 gram ağırlık kaybı hedeflemekteyiz.
Beslenme tedavisi ana ve ara öğünlerden oluşmalıdır. Büyük bir öğün yerine sık ve küçük öğünler tercih edilmelidir. Çocuğun enerji ihtiyacı belirlenirken büyümesi de göz önüne alınarak demir, kalsiyum ve çinko gibi vitaminlerin diyetle eksik alınmaması sağlanır. Aile koruma ve tedavide çok önemli, beslenme alışkanlığının ailede kazanıldığı, aile bireylerinin çocuğa olumlu örnek olmaları gerektiği anlatılmalıdır. Çocuklar aile ile birlikte aynı sofrada beslenmeli, öğün atlamamalı ve televizyon karşında beslenmemelidir.
Tedavinin diğer bir basamağı çocuğa egzersiz ve spor alışkanlığının kazandırılmasıdır. Egzersiz, enerji tüketimini ve bazal metabolizma hızını arttırarak, iştahı azaltmaktadır. Bu sayede yağ dokusu kaybı olmakta, çocukta ağırlığın geri kazanılması önlenmektedir. Çocuğun televizyon izleme, bilgisayar kullanımı ve oyun süreleri 2 saat ile sınırlandırılmalı, eğlenceli ve yaşına uygun aktif egzersiz yapması sağlanmalıdır. Bu egzersizler bisiklete binme, koşma gibi orta dereceli olabilir ancak günde 20-30 dakika düzenli yürüme bile ağırlık kontrolünü sağlayabilir.
Çocukluk Çağı Obezitesinde İlaçlar ve Cerrahi Çözüm Olabilir mi?
Çocukluk çağı obezitesinin tedavisinde ilaç tedavisinin yeri yoktur. Obez çocuklarda sıklıkla insülin direncine rastlanmaktadır. İnsülin direncin yönetiminde hekim tarafından ilaç reçete edilebilir. Obezitenin tedavisinde uygulanan çeşitli cerrahi yöntemler vardır. Ama çocukluk çağında cerrahi yöntemler uygulanmaz.
Sonuç olarak, tedavide ideal olan yavaş kilo verme olduğu için sabırlı davranılmalıdır. Büyüme çağındaki çocukta kilo verişi çok fazla olmayabilir boy uzaması ile vücut oranları normale gelir.
Tedavide cesaretlendirme çok önemlidir. Sık kontrollerle çocuğun diyet tedavisine uyması özendirilmelidir.
Okul Çağı döneminde beslenme nasıl olmalıdır?
Okul çağı dönemi fizyolojik, psikolojik ve sosyal gelişimin en hızlı olduğu dönemdir. Bu dönemde yaşam boyu devam edecek davranışların büyük ölçüde oluştuğu düşünüldüğünde obezite açısından çocuklara sağlıklı beslenme ve yaşam biçimi alışkanlığının kazandırılması çok önemlidir.
Bu dönemde sağlıklı ve dengeli beslenmek için besin piramidi rehber olarak alınabilir. Çocukların büyümesi, gelişmesi, okuldaki başarısı için özel besinlere değil, besin öğelerine ihtiyacı vardır. Besin piramidine uymak farklı besinleri, yeterli ve dengeli bir şekilde tüketmeye olanak sağlar. Bu durum çocuklara enerji sağlamanın yanında, onların ihtiyaç duydukları protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineralleri de almalarını sağlar.
Çocukların enerji ihtiyaçları yaş, cinsiyet, büyüme oranı, fiziksel aktivite seviyesi ve vücut büyüklüğüne göre değişmektedir. Örneğin; 7-10 yaş çocukların günlük enerji ihtiyacı ortalama 2000 kalori iken 11-14 yaştakilerin 2500 kaloridir.
Bütün çocuklar besin piramidindeki 5 besin grubundan belli miktarda tüketmesi gerekmektedir. Bu 5 besin gurubu;
- Süt ve ürünleri
- Et, yumurta, kurubaklagiller ve yağlı tohumlar
- Ekmek ve tahıllar
- Sebzeler
- Meyvelerdir.
1)Süt ve ürünleri grubu; süt, yoğurt, peynir, kefir, dondurma, sütlü tatlılar gibi sütten yapılan ürünlerden oluşur. Süt ve ürünleri yüksek kalitede protein, kalsiyum, fosfor, çinko, B1, B2, B6, B12 ve niasin olmak üzere birçok besin ögesi için önemli kaynaktır. A, D, E ve K vitaminleri süt yağında bulunur. Çocuklar ve adölesan dönemi gençler, günlük 2-4 porsiyon süt ve ürünlerini tüketmelidir. 1 su bardağı süt, 2 kibrit kutusu beyaz peynir 1 porsiyona denk gelen miktarlardır.
2) Et, yumurta, kurubaklagiller ve yağlı tohumlar grubu; et, tavuk, balık, yumurta, kuru fasulye, nohut, mercimek gibi yiyeceklerin yanı sıra ceviz, fındık, fıstık gibi sert kabuklu yemişler/yağlı tohumlardan oluşur. Sert kabuklu yemişler/yağlı tohumlar diğer yiyeceklere göre fazla yağ içerdiklerinden tüketim miktarlarına dikkat etmek gerekir. Bu grup iyi kaliteli protein, demir, çinko, fosfor, magnezyum gibi mineraller ile B1, B6, B12 ve A vitamini kaynağıdır. B12 vitamini ise sadece hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur. Bu gruptaki yiyecekler büyüme ve gelişmeyi sağlar. Hücre yenilenmesi, doku onarımı ve görme işlevinde, kan yapımında, sinir sistemi, sindirim sistemi ve deri sağlığında görevi olan besin ögeleri en çok bu grupta bulunur. Hastalıklara karşı direnç kazanılmasında rolü olan en önemli yiyecek grubudur. Et ve ürünleri, yumurta ve kurubaklagiller ile sert kabuklu yemişler/ yağlı tohumların çocuklar için günlük tüketilmesi önerilen miktar 2.5-3 porsiyondur. 2 adet yumurta, 8-10 yemek kaşığı kurubaklagil yemeği, 3-4 adet köfte, 1 avuç badem 1 porsiyona denk gelen miktarlardır.
3) Ekmek ve tahıllar grubu; ekmek, pirinç, makarna, erişte, kuskus, bulgur, yulaf, arpa ve kahvaltılık tahılları içerir. Tahıl ve tahıl ürünleri vitaminler, mineraller, karbonhidratlar (nişasta, posa) ve diğer besin ögelerini içermeleri nedeniyle sağlık açısından önemli yiyecekler olup karbonhidrat içeriği yüksektir. Ayrıca demir, selenyum, magnezyum ve B vitamini kaynağıdır. Çocuklarda beyin fonksiyonları ve fiziksel aktiviteler için gerekli enerjiyi sağlamaktadır. Ekmek ve tahıllardan günlük tüketilmesi önerilen miktar çocuklar için 2,5-5 porsiyon; adölesanlar(10-18) için 3-8 porsiyondur. 2 ince dilim ekmek, 4-5 kaşık pilav-makarna 1 porsiyona denk gelen miktarlardır.
4) Sebze grubu; sebzelerin bileşimlerinin önemli kısmı su olup günlük enerji, yağ ve protein gereksinmesine çok az katkıda bulunurlar. Bununla beraber, mineraller ve vitaminler bakımından özellikle folat (folik asit), A vitaminin ön ögesi olan beta-karoten, E, C, B2 vitamini, kalsiyum, potasyum, demir, magnezyum, posa ve diğer antioksidan özellikte olan bileşiklerden zengindir. Vücuttan bazı zararlı maddelerin atılmasına içerdikleri bu maddeler yardımcı olur. Büyüme ve gelişme, hücre yenilenmesi, doku onarımı, deri ve göz sağlığı, diş ve diş eti sağlığı, kan yapımı, hastalıklara karşı direncin oluşumunda etkindir. Çeşitli renk ve türlerde sebze tüketilmelidir. Farklı sebzeler, farklı besin ögeleri içerdikleri için gün içerisinde tüketilen sebzelerin çeşitlendirilmesi gerekir. Her gün koyu sarı renkli (havuç, patates), koyu yeşil yapraklı (ıspanak, marul, kıvırcık, pazı, semizotu, brokoli vb.), nişastalı (patates, bezelye) ve diğer sebzeler (domates, soğan, taze fasulye) dengeli bir şekilde tüketilmelidir. Çocukların günlük beslenmesinde 1,5-2,5 porsiyon adolesanların ise 2-3 porsiyon sebze tüketmesi önerilmektedir.
5) Meyve grubu; meyveler ve sebzeler iki ayrı besin grubudur ancak besin ögesi içerikleri oldukça benzerdir. Vücutta benzer şekilde kullanılır. Meyvelerde de sebzelerde olduğu gibi tüketimlerinde çeşitliliğin sağlanması önemlidir. Genellikle turunçgiller grubu ve üzümsü meyveler (çilek, ahududu, böğürtlen, yaban mersini, karadut gibi) ve diğer üzümler C vitamini ile çeşitli antioksidanlardan zengin iken elma, muz, kayısı vb. meyveler potasyumdan zengindir. Meyvelerin günlük tüketilmesi önerilen miktarı çocuklar için 1,5-2,5 porsiyon; adolesanlar için 2-3 porsiyondur. 1 orta boy elma, armut, muz, 200 ml taze sıkılmış meyve suyu 1 porsiyona denk gelmektedir.
Sebze ve meyvelerin çiğ tüketilmesi tercih edilmelidir. Birçok vitamin ve mineral, sebze ve meyvelerin özellikle dış yapraklarında, kabuğunda veya kabuğun hemen altındaki kısımlarında bulunur. Bu nedenle kabuklu yenilebilen meyveler iyice yıkandıktan sonra kabukları soyulmadan tüketilmeli, soyulması gerekiyorsa mümkün olduğunca ince soyulmalıdır.
Öğün atlamamaya dikkat edilmelidir. Çocukların en sık atladıkları öğün, günün en önemli öğünü olarak kabul edilen kahvaltıdır. Uykuda geçen uzun açlık sürecinden sonra çocukların güne besleyici bir kahvaltı ile başlaması sağlığı ve başarıyı destekleyecektir. Ayrıca kahvaltı yapan çocuklarda obezite görülme oranı daha azdır.
Öğrenciler için Hazırlanacak Basit Kahvaltı Örnekleri
- Kaşarlı veya beyaz peynirli tost, ceviz ve süt
- Muz parçaları ve ceviz eklenmiş tahıl ürünleri ve süt
- Tam buğday ekmeği veya bazlama üzerine sürülmüş fıstık ezmesi ve süt
- Haşlanmış yumurta, domates, salatalık, yeşillikler, pekmez ve taze sıkılmış meyve suyu
- Yarım simit, peynir parçaları ile maydanoz, biber yeşillikler ve taze sıkılmış meyve suyu
- Tam buğday unundan yapılan krakerler arasında eklenen elma ve peynir dilimleri
- Meyve, muz, kuru üzüm, çilek, bal ve süt eklenmiş yulaf ezmesi
Okulda Sağlıklı Beslenme Önerileri:
Çocuklar günün büyük bir bölümünü okulda geçirmekteler. Bu sürede okulun başlama saatine göre kahvaltı, sabah ara öğünü, öğle yemeği, ikindi ara öğünü gibi öğünler okulda olabiliyor.
Eğer okul yemekhanesi tercih edilecek ise; okul yemek menüleri öğrencinin tüm besin öğesi ve enerji ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Bu menülerde posa içeriği yüksek olan tam tahıl ürünleri ile taze ve kurutulmuş meyveler, sebzeler mutlaka bulunmalıdır. Öğrencilerin daha düşük yağ içeren öğünler tüketmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Anne babalar da bu menüleri takip etmeli, çocuklarının daha sağlıklı beslenmelerine yönelik düzenlemelere müdahil olmalılar. Bunun için anne babalar, evlere de gönderilen bu menüleri dikkatli incelemeli, daha detaylı bilgi almak için sorumlu kişilerle görüşebilirler.
Beslenme çantası götürülecekse; mümkünse evde hazırlanmış besinler tercih edilmelidir. Çocuklar için pratik ve yemesi zevkli besinlerin yanı sıra her besin grubunu yeterli derecede içeren sağlıklı, güvenilir, besleyici olan yiyecekler hazırlanmalıdır. Hijyen açısından her zaman temiz olmalı ve kolay bozulabilecek ürünler tercih edilmemelidir.
Örneğin; Peynirli domatesli tam tahıllı sandviç yanında 1 bardak ayran,
Taze sıkılmış meyve suyu- ev yapımı poğaça, Ev yapımı cevizli kurabiye veya kek, yanında 1 bardak süt beslenme çantasında yer verilebilir. Ayrıca ara öğün olarak; 1 adet taze mevsim meyvesi, 1 avuç kuruyemiş eklenebilir.
Son olarak; sağlıklı yeme alışkanlıkları en iyi çocuklukta öğrenilir. Bu da çocuğa örnek olmak ile sağlanabilir. Sebze hazırlamayan, servis etmeyen, yemeyen bir annenin çocuğunun sebze sevmemesi beklenen bir durumdur. Bir çocuk en iyi taklit ederek öğrenir. Bu noktada ilk adımı ailenin atması şart.